Fark Yaratan Bir Kadının Hikayesi: Jane Goodall

Fark Yaratan Bir Kadının Hikayesi: Jane Goodall

Kişisel bir marka

Jane Goodall; kendisi bir primatolog ve bilim insanı, en basit tanımlama şekli bu olurdu herhalde. Ancak o, bu tanımların çok daha ötesinde, adeta bu kalıpların içerisinden taşmış. Macerasını çizmeye başladığı andan itibaren dünyanın her yerinden birçok insanı etkisi altına almış. Bu etki sadece takdir ve imrenti duygularıyla kalmamış aksiyona bile dökülmüş ve halen dökülmeye devam ediyor. Genç bir kadın hayallerinin peşinden gidiyor, hem sevdiği işi yapıyor hem de ortak yaşam alanımıza katkı sağlıyor ve bütün bunları yaparken kendisine bir kitle oluşturuyor.

Nasıl mı başladı?

Jane Goodall’ın hayvanlara olan ilgisi çok küçük yaşlarında başlamış, hatta buna çok net bir ifadede bulunmak zor. Bir röportajında ‘hayvanları nasıl sevmeye başladınız?’ sorusuna; ben hayvanları sevmeye başlamadım, hayvanları severek doğdum diye cevap veriyor. Pekala, ama bir şekilde bu ilgisini keşfetmiş olmalı değil mi? İşte bunun başlangıcı ise 4 yaşındayken ailecek gitmiş oldukları bir çiftlikte bir tavuğun peşine takılması olmuş, tavuğun peşinden saatlerce ayrılmamış onu izlemiş, takip etmiş hatta yumurtlamasını bile gözlemlemiş. Annesi de baya bir endişelenmiş saatlerce minik Jane’i bulamayınca, sonra onu kümesin içinde görünce yanına gitmiş ve usulca o da gözleme katılmış hevesini de kırmamış. Bu yıllardan ileri sarıyoruz 20’li yaşlarına. Unutmadan, bu zaman aralığı içerisinde de epeyce kitap okumuş, farklı farklı hayvanlar hakkında bilgi edinmiş. Evet 20’li yaşlar, bu bahsettiğimiz heves, ilgi ve içten gelen dürtü onu İngiltere’den Tanzanya’ya götürmesi için yetiyor da artıyor diyebiliriz. Fazla bir hazırlık yapmadan vahşi hayvanları kendi doğal habitatlarında gözlemlemesi için hayatında yeni bir dönemi açıyor. Hazırlıksız derken öylesine bir söylem değil bu, bir defter bir de dürbünle ve tabii ki tüm hayranlığı ile beraber gitmiş Afrika’ya; hazırlık bu işte.

kaynak: https://www.cnet.com/news/jane-goodall-without-hope-theres-no-point-in-continuing-on/

Temsil ettikleri

Dr.Goodall’ın yapmış olduğu araştırmalar, şempanzeler hakkındaki yeni keşifleri ve kimsenin daha önce inanmadığı sonrasında ise tarihe geçen birçok adımı var. Bunların hepsi çok değerli fakat teker teker detaya inmeyeceğim. Kendi sitesinde bunun kronolojik bir zaman çizelgesi mevcut. Ben, kendi değerlendirmelerim dahilinde en çok etkilendiğim özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Öncelikle Jane Goodall kadın araştırmacıların çok nadir rastlandığı o zaman diliminde yaptığı işte ilklerden birisiymiş. O zamandan bu zamana birçok kadın bilim insanı ve doğa sever için ilham kaynağı olmuş ve onların bu yolda daha rahat yürüyebilmesi için öncülük etmiş. Erkek egemenliğinin hüküm sürdüğü o dönemin bilim dünyasında yaptığı gözlemleri aktardığı zaman geri dönüşler hep çok zorlayıcı oluyormuş, örneğin: şempanzelerin duyguları var diye bir ifadede bulunduğunda ona inanmamışlar; yanlış görmüştür, tesadüftür, bunu kanıtlayamaz gibi. Kadın bir bilim insanının çalışmalarını bırakın varlığını bile kabul ettirmenin zor olduğu 60’lı yıllarda bütün bunlara rağmen vazgeçmemiş ve diğer bilim insanlarını gelip görmeleri için ikna etmiş. Sonunda da başarılı olmuş ve araştırma için fonun devamını sağlamış. Çalışmalarını gerçekleştirdiği lokasyonlardaki yerel halka kendini sevdirmiş ve doğal hayatı korumak adına birlikte bür sürü başarıya imza atmışlar. Başta şempanzeler olmak üzere tehlikede olan diğer canlı türlerini ve doğayı korumanın önemini ve bunun bir ihtiyaç olduğunu bize gösteren Dr. Goodall’ın hayran kaldığım bir başka özelliği ise dünyanın yüzleştiği çevresel krizlerden her fırsatta bahsetiyor olması. Tüm canlılar ve gezegen adına harekete geçmeye davet ediyor hepimizi ve bunu yapmamız için bir enstitüsü bile var. Yani, sadece siz de yapabilirsiniz diye motivasyon kaynağı olmakla kalmamış bir de bunun için hazır bir platform kurmuş. Jane Goodall Enstitüsü der ki; Jane ile başlar ve size yol açar. Habitat tahribatı ve yasadışı ticaret tehditleri karşısında hayvanların, çevrenin ve insanların yaşamlarını iyileştiren ve birbirleriyle olan bağlılıklarını onurlandıran, türlerin korunmasına yönelik çığır açan bir yaklaşım olan bu kurum 1977’de, hepimizin paylaştığı doğal dünyayı kurtarmak için hayata geçirilmiş. Aynı zamanda bireysel davranışların kolektifi nasıl etkilediğine de dikkat çekiyor. Gelen destekler sayesinde ise Jane’nin vizyonu dünyada kendine daha fazla yer bulabiliyor. Bununla beraber bir de yan kuruluş olan Roots&Shoots programı var, bu programın hizmet ettiği görev ise genç bireylerin hangi konularda yardım etmek istediklerini kendilerinin keşfetmesini sağlaması ve ardından bununla ilgili değişim başlatacak bir projeye dahil olabilmesi. ‘Ben de katkıda bulunmak, yardım etmek istiyorum ama neye, kime yardım edeceğimi bilmiyorum’ diyenler için ideal bir platform. Gerçekleştirilen faaliyetler konusunda hassaslar ve gençlere çok önem verildiğini hissedebiliyorsunuz. Her dönem farklı ülkelerden katılımcıları oluyor ve birlikte pek güzel işler başarıyorlar. Alternatif arı kovanları geliştirerek hem yerlilerin kalkınmasına fayda sağlayıp hem de arıların yarattıkları doğal habitat sayesinde bulundukları ormanı daha sağlıklı hale getirdikleri bir proje de bunlara dahil. Aynı zamanda yasa dışı şempanze ticaretinden hayatta kalan ve kurtarılan bebek şempanzelerin yaşamlarını iyi şartlarda devam ettirebilmek için kurulan barınak da projeler arasında yer alıyor.

kaynak: https://www.neverapart.com/features/20-questions-with-dr-jane-goodall/

Markalaşan bir primatolog

Bir markanın etkisini en güzel yansıtan unsur yapılan işlerdir. Üretilenler her zaman için markanın büyüklüğünü ve ifade etmeye çabaladığı misyon ve vizyonunu ortaya koyar. Jane Goodall ismini ve markasını düşündüğümüz zaman da bu ismin nelere yol açtığını açıkça görebiliyoruz. Değinmiş olduğum projelerin başarısının yanında bunun sadece bir başlangıç olduğunu ve devamının geleceğini öngörebiliyoruz. Şu ana kadar yapılan işlerin hepsi ‘daha fazla neleri başarabiliriz, yaşam alanımızı nasıl daha iyileştirebiliriz’e birer örnek. Jane Goodall’ı izleyen gençlerin kendilerine çizdiği yolda attıkları her adım aslında onun adına atılıyor, bundan yıllar sonra bile bu adımların atılmaya devam edeceğini rahatlıkla ifade edebilirim. Burada onun ortaya koymuş olduğu kişisel başarısı milyonları etkiliyor ve kelebek etkisi olmaktan çıkıyor. Küçük bir değişimin daha büyüklerine yol açmasından farklı bir boyut bu, çünkü ortak bir birliğin sağlamaya çalıştığı fayda ve paylaştıkları niyetin aksiyona dökülmesine şahit oluyoruz.

Gerek yeni gerekse geleneksel medyada yer almak da bu konuda önemli bir göstergedir. İsmini taşıyan enstitüsü ve sosyal medya hesaplarındaki etkileşimin geri dönüşleri olumlu. Detaylara inecek olursak; zaten enstitünün hedef kitleyle olan iletişimi çok sağlıklı bir boylamda. Sitede gereken bütün bilgilere ulaşabiliyorsunuz hem de çok canlı tutmuşlar, mesela Jane araştırmaları esnasında ormandayken en çok hangi ayakkabıyı giyerdi sorusunun cevabı bile var; Converse’miş bu arada. Jane’nin sosyal medya hesapları ise sürekli olarak aktif ve takipçilerle bağ hiç bir zaman için kopmuyor. Normal şartlarda yani pandemi öncesinde yılın 300 günü geziyormuş, kişisel ajandası çok dolu ya bir seminerde ya da bir ormanda bulabilirdiniz onu sıklıkla. Haliyle şu an o kadar seyahat edemiyor ama bu amacına devam etmesi adına bir engel değil. Son dönemde bir podcast yayınına başladı, ismi: Hopecast. Bu platformda her bölüm bir konuk ağırlanıyor; konular ise hayvanlar, vahşi yaşam, dünyamız ve çevre üzerine. Meraklısına da duyurmuş olalım buradan. Kendisini uzun süredir Instagram’dan takip ediyorum ve beni bulabildiği içerikler nezdinde her seferinde şaşırtıyor. Çok ünlü bir videosu var Jane Goodall’ın; kurtarılan bir şempanzeyi doğaya serbest bıraktıklarında kafesinden çıkıp ayrılmadan dönüp Jane’e sarılıyor. O an’a hemen aşağıda tanıklık edebilirsiniz. Yüzbinlerce insan paylaşmıştır bu videoyu, milyonlarca da izlenmesi var, hatta ben bu video sayesinde tanımıştım kendisini. Uzun lafı kısası o gün giydiği gömleği hala giyiyormuş, ‘iyice eskidiğinde de H&M’e vereceğim geri dönüştürmeleri için, böylece doğanın kaynaklarını tüketmeden bu eski gömleğe yeni bir yaşam verilmesine katkıda bulunacağım’ diyor. Parçası olduğu bu kampanya H&M’in geri dönüşüm kampanyası ve sayesinde geliştirdikleri yeni bir geri dönüştürme makinesinin tanıtımı yapılıyor. Loop adlı yeni sistemleri sayesinde geri dönüştürme işleminde yeni bir devrim açtıkları söyleniyor.


Medyadaki  yansıması

İçinde bulunabileceği her fırsatı değerlendirip daha çok kişiye ulaşmayı başarıyor hem de sadece kendisi gibi davranarak, kendi gerçekliğini yaşayarak. Paylaşımlarının arasında kurtarılan şempanzelere de rastlayabilirsiniz, her birinin ismi var tabii ve popüler olmuşlar bile. Bilinirliliğinin bu denli yüksek olmasında yeniliğe ayak uydurabilmesinin büyük bir payı var, her döneme adapte olabiliyor ve temelde gerçekliğini koruyarak yaşamın bize getirdiği fırsatları ekibiyle beraber güzelce değerlendiriyorlar. Sadece kendi sosyal medya hesaplarında değil başka farklı platformda da var; Youtube’da Jane ile ilgili hangi videoyu izlesem altında yüzlerce yorum var ve şu ana kadar tek bir olumsuz yorumla karşılaşmadım. Herkes onun ne kadar iyi ve tatlı biri olduğuyla ilgili söylemlerde bulunmuş, bazıları da tanıştıklarında ne kadar içten ve sıcak davrandığını paylaşmış. Sosyal medyanın yanı sıra geleneksel medyada da yer bulmuş kendine. The Tonight Show Starring Jimmy Fallon ve Ellen’a katılmış yakın geçmişte, oralarda yine kendi amacından bahsetiyor, yardım programlarını tanıtıp güzel hikayeler anlatıyor, pek de hoş sohbet bir kadın bu arada. Bütün bunları bir araya getirince seveni ve tanıyanı çok diyebiliriz Jane Goodall için. Daha doğrusu kitlesi epey bir geniş, çok spesifik bir grup olarak sınırlandırmamalıyız çünkü küçükten büyüğe tüm doğa severler de buna dahil. Başta bilim camiası ve çevre için çalışan aktivistlerin dışında bu konuyla ilgisi olmayan insanlar bile onun hakkından biraz bir şeyler biliyor sayılır. National Geographic yapımı bir belgeseli de var, genç ve dinamik araştırma zamanlarından kalma bir sürü gerçek klip mevcut, onu yakından tanımamız adına güzel bir derleme. Anladığım kadarıyla belgesel Netflix’te yayındaymış ancak sonradan Disney+ gösterim haklarını almış. Umuyorum ki tekrar izleyebileceğimiz bir platformda yer alır.

kaynak: https://www.nytimes.com/2019/09/12/business/jane-goodall-corner-office.html

Biraz storytelling

Jane hep şunu söylüyor; yaptığı işe devam etmesinin iki kıymetli motivasyonu varmış. Bu zamana kadar şempanzelerle kurduğu bağ bunlardan birincisi. Onlarla derin bir iletişiminin olması ve birbirleriyle bir şekilde anlaşıyor olmaları; bu iletişim bazen bir sarılma, bazen bir parmak sıkma… İkincisi ise gençlere örnek olduğunu biliyor olması. Onun izinden gitmek isteyen veya sadece hayatının belli bir döneminde onun amacına katkıda bulunmak isteyen gençler bir hayli fazla. Hissiz, duygusuz, bağ kurmayı bilmeden yapılacak bir iş değil çünkü bu iş. Hayvanları seven ve onlara yardım etmek isteyen kişi sayısı çok fazla ancak bir de bunu anlamsız bulan ve umursamayanlar da var maalesef. Jane farklı bakış açısına sahip olan insanlarla bile bağ kurmayı başarabiliyor ve hayatlarına dokunup belki de birazcık daha iyileştirebiliyor. İnsanları, doğaya daha duyarlı olmaları konusunda teşvik ediyor. Bu eylemi uygulamaya koyarken hikaye anlatımının değerine dikkat çekiyor, tüm samimiyetini ortaya koyarak duygularını karşı tarafa geçirebilmeye önem veriyor. Bu görüşünü destekleyici bir hikaye paylaşmak istiyorum sizlerle. Gerçekleştirmiş olduğu seyahatlerden birinde bir taksiciyle yolları kesişmiş; Dr. Goodall’ın ne iş yaptığını az çok biliyormuş ve sohbet esnasında sizin gibiler neden bu kadar yardıma muhtaç insan varken gidip de hayvanlara yardım eder anlamıyorum, benim kız kardeşim de her hafta barınağı ziyarete gider demiş. O da arka koltuktan beyefendinin yanına geçmiş ve başlamış anlatmaya. Tartışmaya girmenin iki tarafa da bir kazanımı olmayacağını bildiği için kalbindeki hayvan sevgisini ve hayvanların bizlere ihtiyaç duyduğu noktaları sakin ve samimi bir tonla paylaşmış. İnerken de para üstü almamış ve kız kardeşine vermesini söylemiş, ufak bir bağış olarak. Eve döndükten üç hafta sonra ise mektup gelmiş kız kardeşten; katkıları için teşekkür etmiş ve sormuş; ağabeyime ne yaptınız, benimle beraber ziyarete gelmeye başladı diye ekleyerek.

Kapanış

Hayatta bir karar alıp arkasında durmak göründüğü kadar kolay olmayabiliyor, dış ve iç etkenlerin bulunduğu bir aşama var. Çoğu zaman insanlar için sadece bir konuda hevesli olmak onlara bu konuda bir şeyler yapabilecek dirayetle desteklenmiyor. Jane Goodall destekleyebilmiş ama ve de başından sonuna kadar takdire şayan bir örnek sergilemiş bizlere. Kendisiyle gurur duyuyorum ve genç bir kadın olarak kendisine minnettarım. Neredeyse 60 yıllık bir serüvenin bahsi geçti; dile kolay. Yazı burada bitiyor ama serüven hala devam ediyor.

kaynak: https://www.sciencefriday.com/segments/jane-goodall-and-her-life-in-the-field/